***********O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, onsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine bir akrep kadar hain.
Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, o’ dan söz edilince yüzünüz sizden habersiz mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor. Mahçup somurtuyor ve ya muzip sırıtıyorsa. Ve o her durduğunuz yerde duruyor.
*********Her baktığınız yerde size bakıyor. Siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikce ağlıyorsa. Dünyanın en güzel yeri onun yaşadığı yer. En güzel kokusu bedenindeki ter.En dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse. Hayat onunla güzel ve onsuz müptezelse. Elmalar, kiremitler, gökyüzü, yeryüzü, onun yüzü pembeyse. Kışlar, yazlar, güzler ilkbaharsa.
********Her şiirde anlatılan oysa. Her filmin kahramanı o.. Her roman ondan söz ediyorsa. Her çiçek onu açıyorsa. Bir anlık ayrılık, bir ömür geliyor. Ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa. İştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa. İştahınız hasret acısından bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa.
*********Eliniz telefonda yaşıyor. İşaret parmağınız sürekli onu tuşluyor. Dara düştüğünüzde kapıyı çalan o olduğunu adınız gibi biliyorsanız. Mütemadiyen bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor. Vitrindeki her giysiyi ona yakıştırıyor. Konuşan birini dinlerken “keşke o anlatsa” diye iç geçiriyorsanız. Özlemi sol göğsünüzün altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız, gün boyu. Hem kimseler duymasın, hem cümle âlem bilsin istiyorsanız.
******Onsuz geceler ıssız, sokaklar öksüz. Ayrılık- ölüme. Vuslat- sehere denkse. Gamze- gamze tebessümde onun içinse. Alev –alev öfke’de. Bunca tavır, onca sabır. Ve nihayetsiz kahır, hep onun yüzü suyu hürmetine. Uğruna ödenmeyecek bedel. Gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa. Dışarıda yer yerinden oynuyor ve içerde bu sizi zerre kadar ilgilendirmiyorsa. Nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız.
********Kaybetme korkusu – kavuşma sevincine ağır basıyorsa. Ve aşk gurura baskın çıkıyorsa, bu yüzden her daim gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı. Bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa. Her gidiş de ayaklarınız “geri dön” diye yalpalıyorsa. Ve siz, kendinize rağmen geri dönüyorsanız. Sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla. O halde bugün sizin gününüz “ çok yaşayın” ve’ de “ siz de görünüz”
Bu şehri seviyorum.
Çünkü! Sen.
Bu şehirde yaşıyorsun.
Günün, en güzel saati bu.
Çünkü! Sen
Beni bekliyorsun.
Bana diyorsun ki.
Sende ne buluyorum,
Anlamıyorum.
Bazı şeyleri anlamak için,
Büyümek gerek diyorum.
Nasıl yani diyorsun.
Bilmiyorum.