14 Eylül 2007 Cuma
YALNIZIN DURUMLARI
Sen her şeyi süpüre bilirsin: Sonbaharı süpüremezsin:
YALNIZSA!
Sürekli bir sonbaharı süpürür hep.
Düşünemezsin!
Yanar sobasında YALNIZ’IN üşüyen bakışları.
Lambasında karanlığa dönük
Bir ışık titrer sönük_sönük.
Penceresi dışına kapanmıştır,
Kapısı içine örtük.
YALNIZ! Bin yıl yaşar, kendini bir anda.
YALNIZ’IN! Nesi var, nesi yoksa tümü birden biredir.
YALNIZ! Bir ordudur, kendi çölünde.
Sonsuz savaşlarında hep yener. Kendi ordusunu.
YALNIZ’IN! Sakladığı bir şey vardır;
Boyuna yerini değiştirir, boyuna onu arar.
Biri bulsa diye. ,
YALNIZ!
Hem bilgesi, hem delisidir, kendi dünyasının.
Ayrıca! Hem efendisidir, hem kölesidir, kendisinin.
Tadını çıkaramaz, görecesiz dünyasında hiçbirisinin.
YALNIZ! Sürekli dinleyendir. Söylenmemiş bir sözü.
Sözünde durması YALNIZ’IN yalancılığıdır kendisine.
Hep yüzüne vurur utancı.
O yüzden gözlerini kaçırır gözlerinden.
YALNIZ’IN! Odasında, ikinci bir
YALNIZLIKTIR. Ayna.
YALNIZ! Hep uyanır. İkinci uykusuna.
YALNIZ! Kendi ben’inin sen’idir.
Bu sözde saklanmış bir yalanı, bir gözde okuduğundan.
Bakmaz kendi gözlerine bile.
Her susadığında. O kendi çölündedir.
Kendi öyküsünü ne anlata bilen, ne de dinleye bilen.
Kendi türküsünü ne yazabilen, ne de söyleye bilen.
Bir zamanlar güldüğünü, anımsarda.
Yoğurur hüzün’ün çamurunu, avuçlarında.
YALNIZ! Aranan tek görgü tanığıdır.
Yargılanmasın da, kendi davasının.
Her duruşması ertelenir, kavgasının.
YALNIZ! Hem kaptanı hem de tek yolcusudur,
Batmakta olan gemisinin.
Onun için ne sonuncu ayrılabilir, gemisinden ne de ilkin.
YALNIZ’IN adı! Okunduğun da, okulda ya da yaşamda.
Kimse ‘’burada ‘’diyemez. Ama yok da.
Uykunun duvarında başladı.
Önceleri bir toz gölgesi sanki.
Sonra, bir yumak yün gibi.
Ama şimdi iyice görüyor, örümceğin ağını. Gün gibi.
YALNIZ! Duymuş olduğunun sağırı.
Görmüş olduğunun körüdür.
Ölür-ölür----öldürür. Öldürür –öldürür --- ölür.
Duyduklarını unutur, duyacaklarını düşünür.
YALNIZ’IN! Adına hiç kimse konuşamaz.
O kendi kendisinin sanığıdır.
YALNIZ! Önceden sezer, sonra olacakları.
Paylaşacak biri vardır, anlatır-anlatır ona. Olanları, olmayacakları.
Her leke! Kendisiyle çıkar
Özdemir ASAF
YALNIZSA!
Sürekli bir sonbaharı süpürür hep.
Düşünemezsin!
Yanar sobasında YALNIZ’IN üşüyen bakışları.
Lambasında karanlığa dönük
Bir ışık titrer sönük_sönük.
Penceresi dışına kapanmıştır,
Kapısı içine örtük.
YALNIZ! Bin yıl yaşar, kendini bir anda.
YALNIZ’IN! Nesi var, nesi yoksa tümü birden biredir.
YALNIZ! Bir ordudur, kendi çölünde.
Sonsuz savaşlarında hep yener. Kendi ordusunu.
YALNIZ’IN! Sakladığı bir şey vardır;
Boyuna yerini değiştirir, boyuna onu arar.
Biri bulsa diye. ,
YALNIZ!
Hem bilgesi, hem delisidir, kendi dünyasının.
Ayrıca! Hem efendisidir, hem kölesidir, kendisinin.
Tadını çıkaramaz, görecesiz dünyasında hiçbirisinin.
YALNIZ! Sürekli dinleyendir. Söylenmemiş bir sözü.
Sözünde durması YALNIZ’IN yalancılığıdır kendisine.
Hep yüzüne vurur utancı.
O yüzden gözlerini kaçırır gözlerinden.
YALNIZ’IN! Odasında, ikinci bir
YALNIZLIKTIR. Ayna.
YALNIZ! Hep uyanır. İkinci uykusuna.
YALNIZ! Kendi ben’inin sen’idir.
Bu sözde saklanmış bir yalanı, bir gözde okuduğundan.
Bakmaz kendi gözlerine bile.
Her susadığında. O kendi çölündedir.
Kendi öyküsünü ne anlata bilen, ne de dinleye bilen.
Kendi türküsünü ne yazabilen, ne de söyleye bilen.
Bir zamanlar güldüğünü, anımsarda.
Yoğurur hüzün’ün çamurunu, avuçlarında.
YALNIZ! Aranan tek görgü tanığıdır.
Yargılanmasın da, kendi davasının.
Her duruşması ertelenir, kavgasının.
YALNIZ! Hem kaptanı hem de tek yolcusudur,
Batmakta olan gemisinin.
Onun için ne sonuncu ayrılabilir, gemisinden ne de ilkin.
YALNIZ’IN adı! Okunduğun da, okulda ya da yaşamda.
Kimse ‘’burada ‘’diyemez. Ama yok da.
Uykunun duvarında başladı.
Önceleri bir toz gölgesi sanki.
Sonra, bir yumak yün gibi.
Ama şimdi iyice görüyor, örümceğin ağını. Gün gibi.
YALNIZ! Duymuş olduğunun sağırı.
Görmüş olduğunun körüdür.
Ölür-ölür----öldürür. Öldürür –öldürür --- ölür.
Duyduklarını unutur, duyacaklarını düşünür.
YALNIZ’IN! Adına hiç kimse konuşamaz.
O kendi kendisinin sanığıdır.
YALNIZ! Önceden sezer, sonra olacakları.
Paylaşacak biri vardır, anlatır-anlatır ona. Olanları, olmayacakları.
Her leke! Kendisiyle çıkar
Özdemir ASAF