******Bir dervişin verdiği büyülü elmayı yiyen Şah ile kesişin hanımları hamile kalır. Padişahın oğlu, Kesişin kızı olur. Oğlana Şah Gülşen, Kıza Meryem adı verilir.
********15 yaşına kadar birbirlerinden habersiz büyüyen çocuklar, Şah Gülşen’in bir kuşa taş atmasıyla evlerinin camı kırılan Meryem’in güzelliği Şah Gülşen’in aklını başından alır; Ona delicesine aşık olur. Rüyasında aşk şarabı içip Hak aşığı olur. Saz çalmaya, şiirler söylemeye başlar.
*****Kendisine Kerem, Meryem’e de Aslı adını verir. Aslının amcasının kandırmasıyla kesiş kızını alıp, kaçırır. Kerem arkadaşı Sofu ile eline sazı alıp Aslıyı aramaya çıkar. Anadolu’yu baştan başa dolaşır.
*************Aslı’yı bulur ve onunla evlenecekken bir keşişin büyüsü yüzünden Aslı’yı yeniden kaybeder. Sevgilisine ulaşmak için çekmediği çile kalmayan kerem, çektiğin ahın ateşiyle yanar, kül olur. Aslı, kırk gün Kerem’in küllerinin başında bekler. Küller dağıldıkça toplar. Aslı, kırk gün
************Kerem’in küllerinin başında bekler.
Küller dağıldıkça toplar.
Kırkıncı gün külleri toplarken saçları tutuşur, o da yanar kül olur.
Aslı’nın külleri Kerem’in küllerine karışır.
Bu dünyada buluşamayan Kerem ile Aslı, cennette buluşurlar
EFLATUN CEMGÜNEY (-1896-1981)
******BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERDİM!
Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
Odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
Şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin.
Fedakarlığımı anlıyorsun!
Vazgeçtim toprak olmaktan,
Vazgeçtim çiçek olmakta
Senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün
Ta ki bir savruk gelin, yahut vefasız bir torun
Bizi ordan atana kadar...
Ama biz o zamana kadar ,
O kadar karışacağız ki birbirimize,
Atıldığımız çöplükte bile ,
Zerrelerimiz yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
Bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse,
Sapında muhakkak iki çiçek açacak :
Biri sen biri de ben.
Ben daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey ! Belki diyor.
NAZIM HİKMET RAM