******KİME*NE?**
Seni Sevmek için ne kadar sebep varsa içimde..
İşte! Seni sevmemek için de öyle,
Seni Sevmek için ne kadar söz varsa dilimde,
Seni Yermek için!Sana Ermek için...................
Yok işte!...yok işte ................
Bir yalan uyduruyorum ben kendimce,
Kendime umutsuzluk!
Sana Umut.
Yollarıma çaresizlik düşmüş
******Eşkıya.******
Ben sana zehir zemberek bir suskunluğum.
Ben sana
Ben sana gözlerimden vurulmuşum;
Sana açılan kapıların üzerime kapanan sesinde,
Ben seni değil
Kendimi -kendimi unutmuşum;
Yaralarımın kanayan damarlarına,
Uykusuz gecelerimden kör sokaklar sürmüşüm;
Ne mutlu bana...Ne mutlu,
En çok bir yıldız kayıyor biliyor musunuz?
Bir dilek tutuyorum işte,
Ellerin oluyor...Tutunuyorum sana..
Soluksuz bir sokak lambası altında.
Şubat'a müebbet gözlerimi sunuyorum sana.
.....................Anlasana...anlasana .................
Seni Sevmek için, ne kadar sebep varsa içimde.
İşte o kadar yalan uyduruyorum kendime,O kadar yalan...
Kime ne...Kendime yalanlarla tutunuyorsam kime ne?
Kendimi sende unutuyorsam kime ne?
Sende susuyor,Sende konuşuyorsam.
Sende uyuyup! Sende uyanıyorsam,
Vuruyorsam talan olan umudun mahzenine kendimi,
..................Kime ne.....................Kime ne!
Kendimi kanatıyorsam senin düşünde!
Yalan ya da gerçek.
Sen sakın gecesiz uykularımda üşüme!
*******Ben üşüyorsam kime ne.
...canımın içi
****BedirhanGÖKÇE***kral fm**hafta içi hergün**gece 23,00-01,00*** şiire dair yürekler**
**Dünya yaratılmadan, insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilmez vaziyette dolanıyorlarmış. Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha fazla canları sıkkın oturuyorlarken, SAFLIK! ortaya bir fikir atmış; “NEDEN SAKLAMBAÇ OYNAMIYORUZ?”ve hepsi bu fikri beğenmiş,hemen ÇILGINLIK bağırmış. “BEN EBE OLMAK İSTİYORUM!” ve başka hiç kimse ÇILGINLIĞI arayacak kadar çıldırmadığı için, ÇILGINLIK bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1,2,3,4…ÇILGINLIK saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yerler aramışlar; ŞEFKAT! AY'IN boynuzuna asılmış. İHANET! Çöp yığınının içine girmiş. SEVGİ! Bulutların arasına kıvrılmış. YALAN! Bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş. Çünkü bir gölün dibine saklanmış. TUTKU! Dünyanın merkezine gitmiş; para hırsı bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış… ÇILGINLIK hala saymaya devam ediyormuş, 79, 80,81, 82… AŞK! IN dışında, bütün iyi ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmış, AŞK karasız olduğu gibi, nereye saklanacağın da bilmiyormuş… Bu bizi şaşırtmamalı, çünkü hepimiz aşkı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz. Ve ÇILGINLIK 95, 96, 97’ye gelmiş ve 100’e vardığı anda, Aşk sıçrayıp güllerin arasına girip, saklanmış. ÇILGINLIK bağırmış “önü arkam, sağım, solum sobe, geliyorum!”Arkasını döndüğünde, ilk önce TEMBELİ görmüş, o ayaktaymış çünkü saklanacak enerjisi yokmuş. Sonra ŞEFKAT'İ AY'IN boynuzunda görmüş ve İHANETİ çöplerin arasında, SEVGİ'Yİ bulutların arasında, YALAN'I gölün dibinde ve tutku’yu dünyanın merkezinde, hepsini birer -birer bulmuş. Sadece biri hariç. ÇILGINLIK umutsuzluğa kapılmış, en son saklı kişiyi bulamamış. Derken HASET, Aşk bulunamadığı için haset duyarak, Çılgınlığın kulağına fısıldamış; “Aşkı bulamıyorsun, çünkü o güllerin arasında saklanıyor.” Bunun üzerine ÇILGINLIK çatal şeklinde tahta bir sopa almış ve güllerin arasında çığlınca saplamış, saplamış, saplamış… Ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Bu acı haykırıştan sonra, AŞK elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış, parmaklarının arasından sicim gibi kan akıyormuş gözlerinden. ÇILGINLIK, AŞK'I bulmak için heyecandan onun gözlerini çatal sopa ile kör etmiş… Yaptığına pişman olmuş bir şekilde “ Ne yaptım ben?” diye bağırmış. “ Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim?” AŞK cevap vermiş: “ Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin.” Ve o günden beri, AŞK’ın gözü kördür ve o günden beri ÇILGINLIK da her zaman onun yanındadır…